24 Mayıs 2012 için arşiv

Türkiye Futbol Federasyonu’nun özerk bir yapıya bürünmesi; 1992 yılında çıkartılan 3813 sayılı kanun sayesinde olmuştur. Bu kanuna göre TFF “özerktir” ve “özel hukuk hükümlerine bağlıdır.” 2011 yasal değişikliklerinde “özerk” yerine, özel hukuku çağrıştıran “bağımsız” terimi kullanılmıştır ama neden kullanıldığıyla alakalı açık bir gerekçe sunulmamıştır. Bağımsızlık UEFA ve FIFA’nın istediği bir durum, ayrıca gerekli de. Çünkü futbola yapılan siyasi müdahale oyunun doğasına aykırı. Ama Türkiye’de, birçok şeyde olduğu gibi, bunun da suyu çıktı diyebilirim. Çünkü şu anki mevzuatımız, TFF’yi adeta bir devlet yapmakta.

Kişilere bu yazıda girmiyorum. Zaten eski federasyon başkanı Mehmet Ali Aydınlar’ın “görevi kötüye kullanması” ve şu anki Tahkim Kurulu başkanı Av. Engin Tuzcuoğlu’nun “istifa etmesi gerektiği” ile alakalı yazılar yayınlamıştık. Ama kurumun kendisi sakat ve gayri demokratik bir yapıda. Benim bazılarına değinmek istediğim, asıl düzeltilmesi gereken nokta da bu.

Herkesçe bilinen, TFF Genel Kurulundaki adaletsizlikten kısaca bahsederek konuya giriş yapayım. TFF Statüsünün 22. maddesi, Genel Kurulu oluşturan delegelerin dağılımına yer vermiştir. Türkiye’de futbolu yönetecek kişileri seçecek delegelerin büyük bir kısmı Süper Lig ve 1. Lig kulüplerinin gönderdiği kişilerden oluşurken amatör kulüplerin söz hakkı yok denecek kadar azdır. Yani futbolumuz; nasıl başkan ve yönetici oldukları bilinen, yönetim anlamında eksilerinin artılarından çok fazla olduğu kişilerin elindedir. Ve bu kişilerin siyasi müdahalelere ne kadar açık olduğu herkesçe bilinmektedir.  Böyle bir Genel Kurulun seçtiği Yönetim Kurulunun nasıl bir şeye benzediği ise şimdiki ve önceki örnekleriyle net bir biçimde görülmektedir.

TFF Yönetim Kurulunun yetkileri statünün 35. maddesinde sayılmıştır. Bu yetkilerin en önemli iki tanesi;

i) Görev alanına giren konularda düzenleme yapmak, uygulamak ve futbol ile ilgili her türlü faaliyetleri yürütmek,

y) (29.06.2011 tarihli Genel Kurul kararı ile değişik) Başkan tarafından teklif edilen Disiplin Kurulları, Tahkim Kurulu, Kulüp Lisans Kurulu ve  Etik Kurulu Başkanları ile asıl ve yedek üyelerini atamak; Uyuşmazlık Çözüm Kurulu hakem listesini belirlemek.

Bu maddeleri, aşağıda anlatmaya çalışacağım TFF yargılaması ile daha anlamlı olacağı için şimdi açıklamıyorum.

Türkiye’de futbol yargısı, ana hatlarıyla, sözleşmesel ihtilafların görüldüğü Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, disiplin ihlallerinin görüldüğü Amatör Futbol Disiplin Kurulu ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu ile bu kurulların ve TFF yönetim kurulunun kararlarına ve TFF’nin çıkarttığı talimatlara karşı yapılan itirazların görüldüğü Tahkim Kurulu’ndan oluşuyor.

Tahkim Kurulu TFF’nin en üst yargı merciidir ve aldığı kararlar nihai kararlardır. Bu kararlara karşı herhangi bir yargı yoluna başvurulamaz. Üstelik bu kesinlik anayasal güvence altına alınmıştır (AY md 59). Anayasaya Mart 2011 yılında eklenen bu değişiklik öncesinde Tahkim Kurulu kararlarının kesinliği 5894 sayılı TFF Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 6/4 maddesi ile sağlanmıştı ancak bu madde Anayasa Mahkemesi tarafından, adil yargılanma hakkına aykırı olduğu gerekçesiyle (AY md 9 ve 36) iptal edilmişti. Bu iptal kararına uygun yeni bir düzenleme beklenirken tam tersi oldu, Anayasaya söz konusu madde eklendi. Yani Anayasa kendisiyle çelişmiş oldu.

Bir karşılaştırma yapmak gerekirse; UEFA tahkiminin kararlarına karşı CAS’a, CAS kararlarına karşı İsviçre Federal Mahkemesine, İsviçre Federal Mahkemesi kararlarına karşı da AİHM’ne başvurulabiliyorken TFF Tahkim kurulu kararlarına karşı temyiz yolu kapalıdır. Adil yargılanma hakkının ihlal edilmesiyle alakalı Anayasa Mahkemesi kararına katılmamak mümkün mü?

Tahkim Kuruluna başvuru mecburidir. Yani yukarıda değindiğim kararlara karşı ancak TFF Tahkim Kuruluna itiraz edilebilir (5894 sayılı kanun md. 6/1). TFF kulüplerden ve sporculardan taahhütname alır. Bu taahhütnamede sporcular ve kulüpler Tahkim Kurulunun münhasır yetkisini ve aksi hareketlerde tescil iptali ve müsabakadan men cezalarına çarptırılacaklarını kabul ederler.

Hem zorunlu tahkim mercii olup hem de kararlara itiraz yolunun kapalı olması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesine açık aykırılık teşkil eder ki eski futbolcu Deniz Kolgu’nun AİHM’de açtığı davada taraflara yöneltilen sorulardan biri de budur.

Tahkim Kurulunun geniş yetkileri ana hatlarıyla bu şekilde. Şimdi Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na geçelim. Kulüplerin futbolcularla, diğer kulüplerle, antrenörlerle, oyuncu temsilcileriyle, sağlık ekibiyle ve futbolcuların temsilcileriyle aralarında gerçekleşen sözleşmesel ihtilaflara bakan UÇK’ya başvuru Tahkim Kurulundan farklı olarak ihtiyaridir. Yani taraflar söz konusu ihtilaflarla ilgili UÇK’nın yetkisini seçip seçmemekte serbesttirler. Sadece sportif cezalar ve yetiştirme tazminatı ile alakalı hususlarda UÇK’ya başvurmak mecburidir (TFF Statüsü md. 56).

Hemen bu noktada, Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı’nın 12/4 maddesine bakalım:

“Transfer yasağına maruz kalan borçlular, alacaklılarının para alacaklarına ilişkin kesinleşmiş kararları, cebri icra organları nezdinde takip etme yoluna gittiklerini bu durumu teyit eden resmi belgeleri ile birlikte TFF’ye yazılı olarak bildirdikleri takdirde bu alacaklar transfer yasağına neden olmaz ve alacağa ilişkin karar TFF tarafından infaz edilmez. Alacaklıların icra takibinden feragat etmeleri de bu sonucu değiştirmez.”

Yani; icraya konu borçlar bakımından kulüplere transfer yasağı cezası verilemiyor. Bu da şuna neden oluyor; kulüpler futbolculara (özellikle alt kümedeki oyunculara) sözleşme imzalatırken, olası ihtilafta yetkili mercii olarak UÇK’yı göstermeyerek futbolcuları devlet mahkemelerine itiyor. Kulüp futbolcunun parasını ödemediği zaman da futbolcu mecburen devlet mahkemelerine gidiyor. Gitmek hafif bir tabir; sürünüyor orada. Yıllar süren dava sonucu güç bela alacağını kesinleştirse bile kulüp bu yüzden TFF’den ceza almıyor.

Bu düzenlemeleri yapmak, yukarıda da söylediğim gibi, Yönetim Kurulunun görevi. Ve bu düzenlemeler yapılırken kulüplerin anlık çıkarları ön planda tutuluyor. Ama bu sadece borçları ertelemek anlamına geliyor (benden sonraki yönetim düşünsün mantığı). Zararları çok geçmeden ortaya çıkacak.

PFDK ve AFDK’nın disiplin cezaları verirken baz aldığı Futbol Disiplin Talimatı’nın bazı maddeleri geçtiğimiz günlerde değiştirilmişti hatırlayacağınız üzere. Daha önce değiştirilmesi uğruna Genel Kurul düzenlenen ama beklentilerin aksine oylamadan olumsuz bir karar çıkınca değiştirilemeyen 58. maddeyi şimdiki yönetim, yetkisini kullanarak gece yarısı operasyonuyla değiştirdi. Üzerine bir de 105. maddeyi ekledi. Bu maddelerin FIFA/UEFA normlarına aykırı maddeler olduğunu söylememe gerek yok. TFF’nin görevlerinden biri bağlı uluslar arası mevzuata göre düzenlemeler yapmak iken buna aykırı davranarak görevlerini kötüye kullandığını biliyoruz. Yine aynı şeye geleceğim; ehil olmayan kulüp yöneticilerinin seçtiği ehil olmayan yönetim kurulunun bu hukuksuzları yapması normal.

Genel olarak toparlamaya çalışayım. TFF Genel Kurulunun seçtiği TFF Yönetim Kurulunun yetkileri arasında talimatlar düzenlemek ve hukuk kurullarını tayin etmek var. Kendi düzenlediği talimat itiraz için ancak kendi tayin ettiği Tahkim Kuruluna götürülebilir. Ya da kendi tayin ettiği PFDK ve AFDK’nın verdiği kararlar itiraz için ancak kendi tayin ettiği Tahkim Kuruluna götürülebilir. Ve Tahkim Kurulu kararları nihaidir, aleyhine yargı yoluna başvurulamaz. Bu ayrıcalık, bu bağımsızlık yönetimi elinde bulunduran kötü niyetli kişilerce nasıl kullanılıyor görüyoruz. TFF, Türkiye’deki yasama-yürütme-yargı sisteminden bağımsız, adeta bir devlet haline gelmiş durumda.

Peki hiç açık yok mu? Çok şükür ki var.

Sonuç Yerine: Tahkim Kurulu Kararlarının CAS’a Taşınması Mümkün mü?

TFF Statüsünün 64. maddesinde şöyle bir ibare var: “Ancak CAS/TAS, … TFF’nin bağımsız ve usulüne uygun olarak oluşturduğu Tahkim Kurulu tarafından alınan kararlar aleyhindeki itirazlara bakamaz.”

TFF Tahkim Kurulu usulüne uygun kurulmuş olsa da bağımsız değildir. Çünkü Tahkim Kurulu üyeleri TFF Yönetim Kurulu tarafından seçilir. Hem bağımsız olmayıp hem mecburi tahkim olmak adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil eder. Bunun için AİHM’e dava açılabilir. Ama bu uzun yol. Daha kısası; her ne kadar statüde CAS yetkisiz gösterilmişse de Tahkim Kurulu’nun bağımsız olmadığına dair yapılacak itiraz ile CAS’a gidilebilir ve Tahkim Kurulu kararının kesinliği ortadan kaldırılabilir. AİHM kadar kesin bir sonuç vermeyecek olsa da, şu ana kadar denenmemiş olması şaşırtıcı.

Mevzuatımızın büyük bir revizyona girmesi şart. Yakın zaman için umudum olmasa da inşallah ileride bu hukuksuzluk silsilesi giderilir, biz de kafamızı bunlara takmadan gerçek futbolun keyfini çıkartabiliriz.

euphrates, 25.05.2012

Yararlandığım Kaynaklar:

İdare Hukuku, Prof. Dr. İsmet GİRİTLİ, Prof.Dr. Pertev BİLGEN, Prof. Dr. Tayfun AKGÜNER, Der Yayınları, 2008

Sporda Uyuşmazlıkların Alternatif Çözümü ve Türk Futbolunda Tahkim, Av. İsmail ALTAY, Spor Hukuku Tezleri, Kadir Has Üniversitesi Yayınları, 2007

http://www.tff.org/Resources/TFF/Documents/2009DK/TFF/TFF-Kurulus-ve-Gorev-Hakkinda-Kanun.pdf

http://www.tff.org/Resources/TFF/Documents/0002012/TFF-Dokuman/Turkiye-Futbol-Federasyonu-Statusu-29.07.2011.pdf

http://www.tff.org/Resources/TFF/Documents/0002012/TFF-Dokuman/Talimatlar/Tahkim-Kurulu-Talimati-Yayina-24.08.2011.pdf

http://www.tff.org/Resources/TFF/Documents/0002012/TFF-Dokuman/Talimatlar/Profesyonel-Futbolcularin-Statusu-ve-Transferleri-Talimati-24.08.2011.pdf

http://www.tff.org/Resources/TFF/Documents/0002012/TFF-Dokuman/Talimatlar/UCK-Talimati-24.08.2011.pdf

http://www.tff.org/Resources/TFF/Documents/0002012/TFF-Dokuman/Talimatlar/Futbol-Disiplin-Talimati-30.04.2012.pdf

http://futbolhukuk.blogspot.com/2012/03/uyusmazlik-cozumsuzluk-sisteminden.html

http://cmiskp.echr.coe.int/tkp197/view.asp?item=1&portal=hbkm&action=html&highlight=deniz%20%7C%20kolgu&sessionid=96260394&skin=hudoc-cc-en